10 Mart 2016 Perşembe

Fasulyenin Faydaları-11


  • Stop pretending to be perfect.

  • Alay etmenin ve azarlamanın amacı utandırmak ve karşındaki kişinin kendisini değersiz hissetmesini sağlamaktır. Bunu hepimiz yaparız. İnsanları utandırmaya veya değersizleştirmeye çalışırız.  

  • Kusursuz bir hayat hikayen olmasını boş ver. Kendi hikayeni sev.

  • Sürekli zayıf hatalı kusurlu değil de güçlü, ideal olduğumuzu ispatlama kaygısındayız. Sanırım hepimiz zayıf kusurlu olanı eleme alışkanlığındayız.

  • Kendini en kolay yargılayacağın şey bencilliktir. Sonra da tembellik veya zora gelememek. Her ikisi de geçersizdir. Bencil olmak da tembel olmak da göreceli ve kötü olmayan şeylerdir.

  • Geçmişi yada geleceği mükemmelleştirmek alışkanlığımız var. Bu bizi yoruyor. Yormanın yanı sıra o an yapılabilecekleri veya tadılabilecekleri ıskalamamıza neden oluyor. Evet bir geçmişimiz var günahı sevabı ile bunu değiştiremeyiz. Ama zihnimizin alışkanlığı şöyle deseydim şöyle yapsaydım diye kendi kendimizi yemek. Oysa olan olmuş iyi kötü geçmiş boşver artık.  Bir de gelecek herhangi bir konuda geleceği olması gerektiği gibi yada olması gerekene daha yakın yapabilmek için zihnimizde tekrar tekrar yaşamak bir başka alışkanlığımız. Aslında bunu düşündükçe daha geriliyoruz. Sanırım kafamız da kurduğumuz ideale yaklaşamama endişesi başlıyor. Kafamızda kurmasak ve o an ki karar verme yeteneğimize güvensek sonrasında da geçmişimizi yargılamasak onun idealini sorgulamasak daha huzurlu olacağız.

  • Bir şey yapmaya karar veriyorsun. Yada bir şey yapman gerekiyor. Hemen sonuçlarına dalıyorsun. İdeal şekilde yapılıp yapılmadığına dair hayallere giriyorsun. İdeal şeklini sorguluyorsun. Bu işi senin için daha da zor hale getiriyor. Oysa yap işte yanlış veya doğru yap. Zaten tecrübe en iyi öğretmendir. Yapa yapa daha idealini yapacaksın. Kafanda kurmanın bir anlamı yok ki.

  • İnsanların gözünde ideal görünme kaygımız var. Herkesin beklentisini ideale yakın karşılamaya çabalıyoruz. Yada öyle görünmeye çabalıyoruz. Aksi halde sevilmeyecek belki de dışlanacağız. Onların tam istediği gibi olmasa da en azından onların gözünde yeterince iyi olmak için çabalıyoruz. Bu yüzden kendimiz olduğumuz zamanlar hep gizli saklı yaptıklarımız oluyor.

  • İşte bu Tyler Durden'ın "You have to give up" (Vazgeçmelisin) dediğinde istediği şey. Mükemmel görünmekten veya olmaktan vazgeç. Kendini olduğun gibi kabul et. Bırak onlar kabul etmesin. Senden nefret etsin. Senden tiksinsin. Seni küçümsesin. Emin ol sana olduğun gibi de saygı duyacak birileri çıkacaktır.

  • Dün akşam bir kitapta okudum. Kendini kıyaslamadan bahsediyordu. Kıyaslarkenki mottomuzun "onlar gibi ol daha iyisi ol" olduğunu söylüyordu. Bizde kendimizi kıyaslayıp acaba onlar gibi miyim? Onlardan iyi miyim? diye düşünüyoruz.

  • Bıktım insanların (ben de dahil) ... gibi davranmasından. Herkes farklı hissediyormuş gibi davranıyor. Farklı düşünüyormuş gibi davranıyor. İstediği şeyi istemiyor gibi davranıyor. Açken tok gibi davranıyor. Uykusuzken ayık gibi davranıyor. Çalıştığı şirketin iyiliğini düşünüyor gibi davranıyor. Çevresindeki insanlara saygılı gibi davranıyor. Mutlu gibi davranıyor. Güçlü gibi davranıyor. Korkusuz gibi davranıyor. Kararlı gibi davranıyor. Hiç sıçmamış gibi davranıyor. Diğerlerini ezmek istemiyor gibi davranıyor. Herkes sim kaplı bok gibi. 

  • Sahtesiniz korkuyorsunuz boka benziyorsunuz. Sinirlerimi bozuyorsunuz. 

  • Hayatın süprizlerini bozmayın. Sürekli neler yapabileceğini tahmin etmek. Hayatın tadını kaçırır. Herşeye hazırlıklı olmak süpriz yapmayı engeller. Beklenti sahibi olmak süprizin tadını kaçırır.

  • Elde ettiğin sonuçlara bakarak geçmişte yaptıklarını yargılamamak gerek. Geçmişde yaptıkların eksik hatalı kusurlu olabilir. Bu sonucu getiren kararlar da vermiş olabilirsin. Ama geçmişini yargılamak geleceğini şekillendirme konusunda yapacakların ve vereceğin kararlar konusunda seni sıkacak ve hayatını çekilmez hale getirecektir. Yaptığın hataları yargılamak gelecekte aynı hataları yaptığında kahrolmana neden olacaktır. Buna stres denir. Hata yapmamak için kafanda sürekli bunlarla meşgul olacaksın. İstemediğin bir sürü şey yapacaksın.

  • Komplex sahibi insanların ilk fırsatta aşağılaması, küçümsemesi, alay etmesi çok normaldir. Nevrotik insanların buna ihtiyacı var. Ve biz nevrotik bir toplumda yaşıyoruz.

  • Mükemmel olmama konusunda diyeceğim bir başka şey herşeyi berbat etme hakkınız olduğudur.İşleri berbat etmek bunu engellemek için kendini harap etmekten iyidir.Bırak batsın nolursa olsun. Olması gereken işler boka sardıktan sonra kendine karşı acımasız olmamaktır. Merhametli olmalısın kendine.

  • Olan veya olası herşeyi normal kabul etmeli. Bir şeylerin olması için veya olmaması için çaba göstermek kendine karşı merhametli olmayacağın durumlardır. Kendine merhameti geliştirdikçe olası gelecek için endişelerin azalacaktır. Bunda başkalarının yargıları veya tavırlarının da etkileri var. Onlar senin kendine karşı acımasız olmanı kendini suçlamanı sağlayarak yönlendirmek isterler. Bunu sen de yaptığını görebilirsin.

  • Hata yapmak, senin veya bir başkasının kafasındaki modele göre kusurlu olmak çok doğal. İstemediğin durumlara düşmek çok doğal. Ama hayatını sadece istemediğin şeyler olacak diye bunları engellemekle harcayamazsın. Bu yüzden sana maliyetini düşünmeden şu an için yapacağını yapmalı veya yapmamalısın. Ki bunu bile eksiksiz yapman gerekmiyor. Olduğu kadar.

  • Nerede okudum hatırlamıyorum. Elindeki ile mutlu olamiyorsan daha fazlasıyla da mutlu olamazsın diye yazıyordu. Şükretmek tam anlamı ile bu bence. Şu anki halinden memnun olmak, şikayetçi olmamak.

  • Şikayetçi olmak, sızlanmak, memnuniyetsiz olmak hiç bir fayda sağlamaz. Bulunduğun durumdan memnun keyifli olmak gerek.


  • Bu şükretmek, memnun olmak, şikayetçi olmamak, sızlanmamak çok büyük nimet. 

  • Her zaman bir sonraki adımını bilmek sıkıcı değil mi? Biraz sonra yapacağını bilmek kötü.

  • Arada yaşadığın anın tadını çıkarmayı dene. Çok zevkli olabiliyor.

  • Uykum olduğu halde uyumamaya çalışıyorum. Bir çoğu benimle birlikte aynı çaba içerisinde. Hayatımda çok zaman bunu yaptım. Çok acı. Herkes böyle yaptığı için genel geçer bir durum olmuş. Uykun geldiğinde uyumanı yadırgayan insanlardan oluşan bir toplum oluşmuş. Herkes kahve içip duruyor. Çok kolay ve sık hastalanıyoruz. Çok aptalca.