31 Mart 2015 Salı

Fasulyenin Faydaları-8

  • Herşey pamuk ipliğine bağlıymış, heran başın belaya girebilirmiş, her hareketini sakınman gerekiyormuş gibi hissedersin bazen.

  • Herkesle birlikte hareket edersen, başına gelenlerden  dolayı kendini suçlama ihtimalin azalır. Bu yüzden sürü olmak, konformist olmak rahattır.

  • Kendini kusurlarınla sev. Değişmeye kusurlarını düzeltmeye çalışma.

  • Kusurlarımız olduğu gibi hata yapama, işleri bok etme hakkımız da vardır. Başka birilerinin başarılı olması bizim de olmamızı gerektirmez. Herkes başka bir konuda kusurlu sonuçta. 

  • Sende olmayan veya yanlış olduğunu düşündüğün bir şey için kendini suçlama. Hatta kendini suçladığın için bile kendini suçlama. Olan olmuş. Yapacağını yapmışsın. Sen, sen olduğun için o hatayı yaptın. Yapmayacak olsan başkası olurdun zaten.

  • Take some responsibility. 

  • Gerçeklerle yüzleşemeyen insanlar, sanal bir gerçeklik yaratıp onu yaşamaya çalışıyorlar. Bunun ortaya çıkmaya ihtimali oluşunca korkuyor, saldırganlaşıyorlar. Gözlemledikleri gerçeklik yerine kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olan, kendilerini suçlamalarına engel olan yalanı, hikayeyi savunmayı tercih ediyorlar. 

  • Çok zaman kaçtığımız suçluluk hissidir.

  • Ayıplamanın utanmanın olmadığı bir dünya istiyorum.


  • Hata yaptığımızda ağır bir şekilde cezalandırılacağımızı zannediyoruz. İdeal olmamamızın yada ideale yaklaşmamamızın suçlusu olarak görüyoruz kendimizi.

  • Doğru yada yanlış diye bir şey yok.

  • İnsanlar en büyük günah uyumakmış gibi davranıyor.

  • Çok fazla iyi disiplin edilmişiz.

  • Mutluluğumuzu belli koşullara mı bağlı kılmak gerek. Güzel bir ev, toplumsal saygınlık, havalı araba vs. İşin en kolayı bu koşullardan arınmak. Doğrudan mutluluğu getirecektir.

  • Mutluluk sensin derler ya gurular falan. Hani bu bir çeşit kelime oyunu. Mutluluğunu huzurunu belli koşullara bağlı  kılmadığında mutlu olursun gibi bir şey demeye çalışıyorlar sanırım. Hani Fight Club'da siz banka hesabınız, işiniz, cüzdanınız, kıyafetiniz falan değilsiniz diyor ya.İşte o da bunları mutluluğunuza koşul yapmayın diyor. Yapmayınca kendin olmuş oluyorsun. Geriye sadece sen kalınca mutluluk huzur ortaya çıkıyor ve sen mutluluk oluyorsun. İşte bunu özetleyip paketleyip mutluluk sensin diyorlar. Yada mutluluk içimizde diyorlar.

  • Sevilmek, beğenilmek, takdir edilmek, küçümsenmemek vs. de mutluğun koşulu olduğunda mutlu olmak zor olur.Koşulları minimize ettiğinde mutlu olmak daha kolay olur.


  • Onaylanmak bir başka mutluluk koşulu. Bu sayede kendimizi güvende hissediyoruz.


  • Mutlu olmak için koşulların olduğunda ve bunlar ölçülebilir olmadığında başkalarının bu kriterleri sağlasığını onaylaması gerekiyor. Bu yüzden değerini başkaları belirliyor. Senin değerin diye bir şey yok aslında bunu sen yaratıyorsun. Kendine değer biçmeye çalışıyorsun. Aslında yaptığın kendine kıstaslar koyup bunları başardığının onayını almak. Yani bir anlamda kendini tanımaldığın şey olduğunun onayını arıyorsun.

  • Mutsuz olmak kendini sevmemek ile ilgili bir durum. Bu şöyle gelişebiliyor. Bazı olayların veya durumların elde edilebileceği ve bazılarının ise engellenebileceği fikri oluşuyor. Bunu başaramayınca insan kendisini sevmez oluyor. Kendisine kızıyor. Yapmanın çok kolay olduğu veya bir çok kişi tarafından çok kez başarılmış bir şeyi yapamayınca kendimize kızıyoruz. Artık onu başarmak mutluluk koşullarından biri oluyor. Yani o bir anlamda biz oluyoruz. Yapamayınca mutsuz oluyoruz. Kendimizi sevmiyoruz.

  • Ne yaşarsan yaşa kabul edilemez diye düşünme. Olan olmuştur. Olmaması için de bir gerekçe yoktur. Kendine kızma hiç bir şey için. Bununla da mutlu olabilirsin.

  • Yaptıkların ve yapmadıkların için kendini suçlama.

  • Mutluluk için koşul koymayınca tek bir durum kalıyor tercih edilen şartlar. Evet hemen her durumda her koşulda mutlu olabiliyor olabilir insan ama bu kez de tercih ettiği durumlar ortaya çıkabilir. Daha tercih edilebilir bir durumda olmak isteyebilir. İşte bu kez mutsuzluk nedeni bu olabilir. Bu bir başka erdemi getirir insanın karşısına kendini suçlamama, kendine kızmama. Daha tercih edilebilir bir durumda olmadığın için kendine kızmamak gerek.

  • Bu kendini suçlmak veya mutluğa koşul koymamak durumunu daha çok şu an ve geçmişe yönelik bir tavır olarak görmek gerek. Yoksa geleceğe dönük bir tehdit algıladığında ne yapacağına dair değil. Yaptıktan sonra sonuçlarla birlikte yaşamak adına takınılması gereken bir tavır bu. 

  • Geleceğe dönük olarak söyle bakılabilir. Mutluluğuna bir engel bir koşul olmadığı için her sonuç normaldır ve tehdit değildir. Dolayısı ile tehditler sadece tercihlere yöneliktir. Ve tehdit değil tercihdir, tavsiyedir. Mutluluğun koşulu yoktur.

  • İnandığı doğrularla, hayata bakışı ile, yargıları ile insan kendi cezasını kendisi veriyor. Kendi cehennemini herkes kendi yaratıyor.

  • Sonuçlardan dolayı kendini suçlamayacağını bilseydin. İlerde içinde bulunacağın her hale razı olabileceğini bilseydin. Kendini hiç bir konuda sıkıntıya sokmazdın. Huzur içinde günlerini geçirirdin. Bunu düşünebilmen için kendini şimdiki zamanda bulunduğun halde mutlu görebilmelisin. Bu ise mutluğun koşullarını, mutsuzluğun bahanelerini ortadan kaldırarak olur.

  • İnsanın her durumda mutlu olabilmesi ve kendini suçlamamsı tabi ki özgürlük getirecektir fakat bunu deli gibi her dakka şimdi ne yapsam diye koşturarak geçirmek de beyhude. Yine bir karar verirsin ve kararına göre hareket edersin. Farklı olan kararını kırk kez gözden geçirmen gerekmez. Her an farklı bir şey var mı diye kolaçan etmen gerekmez. Daha huzurla yol alırsın. Pişman olmayacağını bilirsin.

  • Tabi anlık tepkilerinde böyle düşüncelere bakmak yersiz olur.Ama bir karar verirken, bir işe konsantre iken çok rahat olunacaktır.

  • Ben ne yaptığın ne için yaptığın ile ilgilenmiyorum. Kendin için başkası için falan artık karar verirken ki kriterin ne ise. Benim ilgilendiğim karar verirkenki durumun ve karar verdikten sonraki surumun.